charles bukowski böyle anlatmış, bir nevi hayal olarak tanımlamış.
bana kalır ise insanı diğer özelliklerinden ayıran temel unsurların başında gelir. insan evrimleşirken doymak, başını sokacak yer bulmak telaşlarından sonra edindi bu telaşı. yani aşk dediğimiz olay ilkel bir duygu değil. açlık değil, üreme arzusu değil, güvenlik merakı değil. aşk denilen şey tek eşlilik/çok eşlilik gibi değildir ve insan bir kere mi aşık olur, tek kişiyi mi sevebilir soruları yanıtlanabilecek türlerden değildir ve ancak bireysel kabullere dayanır.
insanoğlu olarak aşkı tatmaya başladık ama bunu anlatabilecek kelimeleri henüz bulamadık.